18 Kasım 2018 Pazar

Sütsüz, Unsuz, Şekersiz “Lezzet Topu” Tarifi :)



Sütsüz, unsuz, şekersiz “Lezzet Topu” tarifini veriyorum.
Gerekli malzemeler:
4 adet orta boy tatlı patates 
2 adet orta boy havuç 
3,5 kaşık kakao - bitter seviyorsanız arttırın 
1 kaşık vanilya şurubu 
500gr ceviz (fazla da konabilir)
4 kaşık akçaağaç şurubu - şekerli seven hurma da ekleyebilir. Ben tercih etmiyorum. 
1 tatlı kaşığı tarçın 
Süsleme:  1 çay bardağı. Hindistan cevizi tozu, 4 kaşık susam, 4 kaşık haşhaş,  3 kaşık kakao (burası sizin yaptığınız miktara ve topların büyüklüğüne göre değişir)

Tatlı patates ve havuçlar fırında iyice yumuşayana kadar pişirilir. Soyulur soğutulur. 
Cevizler blender makinesinden geçirilir, akabinde kakao, tarçın, vanilya şurubu, akçaağaç şurubu eklenir. Yeniden kıvam bulana kadar karışır. Tatlı patates ve havuç eklenir. Yine karışır. Burada kıvamı ayarlayabilirsiniz. İsteyen burada avokado, fırında pişmiş soğuk havuç, farklı kuruyemiş fındık, kaju gibi ekleyebilir. Ya da üzüm, kayısı. Çok üzüm olursa tadı cezeryeye benzer dikkat😊

En son karışım minik top haline getirilir ve Hindistan cevizi tozu, haşhaş, kakao ve susam ile yuvarlanıp süslenir. 
Yaratıcı Sağlık Mutfağı tarifi 💜☺️😍@yaraticisaglikmutfagi

#YaratıcıSağlıkMutfağı#CreativeHealthkitchen

Hamilelikte Yoga – Amber Land



Hamile eğitimini alınca gerçekten hamilelere olan bakışım değişti tabiki de hamileliğin zor olduğu tahmin edilebilen bir şey ama aynı anda nelerle baş ettiklerini fizyolojik ve psikolojik olarak öğrenince bakış açım çok değişti. Gerçekten önceden annem ve daha öncesi nasıl bu kadar çok çocuk yapabiliyorlarmış tebrik ediyorum onları. Önlerinde bu konuda eğiliyorum.
Bu kitap her şeyi özetle almış yani bana öyle hissettirdi. Ama pozları bir tık daha derinlemesine işlemiş. Yani yoga uzmanları için ya da çok uzun zamandır pratik yapan birisi için çok pratik ve destek bir kitap. Özellikle hamilelik gibi çok önemli durumlarda bence birebir uygulama çok önemli. Bu kitabı bu konuda uzmanlığını arttırmak isteyen kişilere hub bilgi niteliğinde olması sebebi ile tavsiye ederim. Bazı kitaplar o kadar detaylıdır ki onu okumak bayağı bir eğitim almak gibidir ki bu kitapların tadı başkadır. Bu kitap ise artıları eksileri ile özetle bu konuda tatmin edici bilgiler vermiş. Ancak tek başına yeterli de olmayacak bir kitap onu da belirtmeliyim. Bu kitap bir eğitim ile mutlaka pekişmeli. Aksi halde bilgiler bence biraz eksik kalabilir.
Bu arada bu konuyla ilgili olarak bir düşüncemi paylaşmak istiyorum. Bir hamile eğer zaten spor geçmişi ve yoga tecrübesi yoksa youtube  videoları ile yoga yapmamalı diye düşünüyorum. Hamile kişinin mutlaka bir uzman eşliğinde yoga yapmasını tavsiye ediyorum. Tabi ki meditasyon, bazı nefes çalışmaları ve kolay ısınma serilerini insan kendi kendine veya video ile yapabilir. Neden böyle düşünüyorum çünkü yoga pozları çok detaylı bilgiler içeriyor ve seviyeye göre değişiyor. Bir pozda kaç saniye, dakika kalacağınız bile sınıfın, kişinin pratiğine göre değişiyor. Orta seviye birisinin video izleyerek yapması ile hiç bilmeyen birisinin yoga yapması çok farklı bir durum.  Zaten yoga pratiği bence hocaya bakılarak yapılmaktansa hocanın gözlemi, eşliğinde ve yönlendirmesi ile yapılmalı. #HamilelikteYoga #Hamileyogası

Mindfulness Şimdi ve Burada - Doç. Dr. Zümra Atalay



Son dönemlerde popüler olan “Mindfulness” kelimesi çok şey anlatıyor. Zümra Atalay’ın yazdığı kitabındaki çevirisiyle karşılığı ‘Bilinçli Farkındalık’. Bilinçli, farkında, şimdi ve burada olmak hepsi bambaşka ve Mindfulness sözcüğünün bir parçası. Tüm bunların yanına nazik, açık, yargısız, şefkatli olmak eklenince aslında bu sözcüğün kelime anlamından çok daha fazlası olduğu ortaya çıkıyor.
Sanayi ve teknolojinin hızlı gelişimi herşeyi kolaylaştıyor ama insan evrimine göre çok hızlı bunlar.  Yani ruhlarımız bu gelişim, hız ve kolaylıkla  ilgilenmiyor bence. Ruhlarımız çocuk gibi anda kalmak, eğlenmek, özgür olmak, dans etmek, şarkı söylemek, sarılmak ve sevmek istiyor.  İşte zihin, ruh karmaşası tam da burada ortaya çıkıyor.  Aslında içimizdeki çocuğu eğer bu evrimleşme sürecinde öldürmediysek hala oynamayı seviyorsak o zaman demek istediğimi anlayacaksınız.
O zaman bu iki dünya arasında nasıl sağlıklı yaşam ve denge kurabileceğiz. Cevap veriyorum “Mindfulness egzersizleri” ile.  Hızlanırken duracağız, üzgünken kaçmayıp duyguları sonuna kadar yaşayacağız. Sevdiklerimize özen göstereceğiz. Ruhsal ve bedensel İhtiyaçlarımızı  ön plana almaya çalışacağız. Kendimizi bilinçli ve farkındalıkla dinleyeceğiz. Hareketlerimizi düşünerek değil hissederek anda olarak yapacağız.  Yani kalbi olması gereken yerde aklı olması gereken yerde kullanacağız.
İşte kitap bu konuları çok derinlemesine anlatıyor. Bu kelimeyi detaylıca işliyor. Mindfulness egzersizlerini, meditasyonun nasıl olacağını. Uygulamaları günlük hayata nasıl katacağımızı anlatıyor. Aile içinde, iş hayatında, koşuşturma sırasında nasıl kullanacağımızı söylüyor. En önemlisi tavırlarımızı fark edersek belki de ağır ruhsal, zihinsel rahatsızlıkları bile yavaş yavaş şifalandırabileceğimizi söylüyor. Çünkü hastalıkların büyük bölümü zihinsel düşünme şeklimiz ve bunun hayatımıza kötü alışkanlık katması ile oluşuyor yani yaşam şeklimiz ve tavırlarımız sorun oluyor ki bunlar da değişebilir şeyler. Çok güzel bir kitap.  Ellerinize sağlık #ZümraAtalay ve tabi bu kitabı okumama vesile olan @MeyElbi ye çok çok teşekkür ediyorum  #kitap #kitabımyanımdaolsunyeter #güzelbirkitapdaha #kitapsevgisi #Mindfulness

Yoganın Ruhu nedir?


Yoga, ne bir din ne de bir bilimdir. Yoga aslında  5000 yıl önce Hindistan’da ortaya çıkmış fiziksel, zihinsel ve ruhsal bir uygulamadır. Yoga kelimesi Sanskritçe "Yuj" kökünden gelir ve  “bağlamak, birleştirmek” anlamındadır. Yani çeşitli teknikleri kullanarak nefesi bedene, bedeni zihni  bağlama ve bu bağlanma ile sonunda evrendeki birliği ve bütünlüğü keşfetmektir.
Yoganın ruhu bana göre "birleşme ve bütünleşmek" ki terim anlamı gayet net bir şekilde ortaya koyuyor. Yani insanın bedeninin zihinle,  zihnin ruhla birleşmesidir, sonrada bu ruhunun evren ile bütünleşmesidir, öz ile buluşmasıdır. Bu birleşme de tekliği ifade etmektedir. Dolayısı ile her şey ayrı gibi görünse de aslında her şeyin sonunda  bir ve tek olduğunun anlaşılmasıdır. Belki bu ifade gerçekten insanlar tarafından deneyimlense ve anlaşılsa bugün herkes sevgi içinde hareket edebilirdi.  Zihin  her zaman ego, teklik, güç, benlik yarışına giriyor işte o zaman bütün sorunlar, kavgalar ve savaşlar başlıyor. Temelde  ise sorunların  zihin, beden ve ruhlarımızdan da birbirinden kopuk olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Yoga özünde hiçbir zaman sadece asana pratiği yapmak, nefesi izlemek ve meditasyon yapmak değil ama bu araçlar olmadan da bu öze gitmemiz hiç kolay değil. Zihin o kadar güçlü ki onu ancak dikkate almayacak kadar güçlendiğimiz zaman ruhsal olarak güçlenebiliriz. Bu güçlenme de sürekli pratik yapmak, meditasyon yapmaktan ve özümüze kaynağa sürekli yapılan araştırmalar ile olabiliyor.