Bu poz güçlü bir
yogiyi ve yaratıcılığı simgeleyen meditasyon oturuşu. Yaratıcılığın bir diğer
sembolü ise “OM” sembolüdür. Kendi adıma Hindistan’da yoga eğitimi için
ilk gittiğimde sınıfta nerdeyse herkesin
rahatlıkla bu duruşta durmaları beni çok şaşırtmıştı. Ben sadece yarım lotusta
kalabiliyordum ve tam lotus pozuna girebilmek için yaklaşık 3 yıl çalışarak
beklemem gerekti. Eğer kalça eklemleri yeteri kadar açık değil ve bacak kasları
yeteri kadar esnek değilse bu poz ilk başta zorlayabilir. Ancak beden zamanla
açılıyorsa zamanla bu poz da kolayla uygulanıyor ve daha uzun süre
kalınabiliyor. Ancak benim tavsiyem dizinde problemi olan ve kalça eklemi
doğası gereği bu poza izin vermeyen kişiler bu pozu yapmak için bedenini
zorlamamalıdır.
Lotus çiçeği, çamurun
içinde yetişen buna rağmen çiçeğinin ve yapraklarının tüm yüzeyinin tertemiz
olan bir çiçektir. Üzerindeki çok minik tüyler ve kaygan yüzey hiç bir şeyin
tutunmasına izin vermez ve her şey üzerinden akar geçer. Suyun içinde köklerin
tutunmuş olsa da yapraklar ve çiçeği her zaman güneş ışığına doğru açılır. Güneş
burada bilgiyi ve evrensel gerçeği temsil ediyor. “Myths of the Asana”
kitabında bir yoginin hayatı lotus çiçeğinin hayatına benzetilir. Çünkü bu
çamur yani kir “Avidya” denilen bir yoginin hayatın etiketlerine kapılıp ilahi
özümüzden kopmasıdır. Bir lotus her zaman çiçek açar ve her şeye rağmen çamur,
su gibi koşulların içinde yine de güneşin gerçek ışınlarına büyümeye devam
eder. Padmasana pozunda otururken hem köklendiğimizi ve yer yüzüne bağımızı
hissederiz hem de bu pozda durdukça bilgiye ve ilahi özümüze doğru bir
yolculuğa çıkarız. Padmasana, göğüs kafesinin açık, omurgamızın doğal kıvrımında doğal ve dik, nefes alış verişin rahat olduğu bir
pozdur. Poz doğası gereği uzun süre meditasyon pozunda kalmamızı sağlar.
Pozun Faydaları: Kalça
eklemini, diz eklemini açar, esnetir, bacağın dış kısmı esner, ayak bilek
eklemleri açılır, rahatlar. Ruhsal ve fiziksel rahatlama ile dinginlik ve
gevşeme sağlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder