10 Şubat 2019 Pazar

Utkatasana (Sandalye) Pozunda Derinleşiyorum

Bu poz hem çok temel bir poz hem de çok yoğun bir poz. Pratiğin derinleştikçe derinleşecek bir poz. Sekansların başlangıcı ve sonunda kullanıyor ya da sadece tek başına bu pozda bir süre kalabiliyoruz. Ancak doğru yapılmaz ise gerçekten beden için zorlayıcı oluyor. Bacaklar titremeye başlıyor.
Bu pozda dikkat etmemiz gereken bazı durumlar var. Bu poza girerken aslında “Tadasana-Dağ” pozundan dizleri bükmek ve böylece ellerin hafif yeri sıyırmalı yani kalçanın yerle olan uzaklığı aşağı yukarı bu kadardır. Tabi bu da hiç kolay değil çünkü zorlarsan dizlerin zorlanabilir. Bacaklarına kramp girebilir. Bedenin ani bir gerilime geçebilir. Açıkçası bende hala bu pozda derinleşiyorum. Ama benimin yumuşak sınırında kalarak derinleşiyorum. Kollar gökyüzüne kaldırılmalıdır. Üst kollar kulaklarla hizalı olmalı ki bu da kolay değil. Parmaklar çevrilince ön kollar iç rotasyona girebilir.  Gövde hafifçe öne yatırılmalı ancak göğüs kafesi  kollarla birlikte öne  açılmalı ve gökyüzüne uzanmalıdır. Sırtı uzatmak için kuyruk sokumu geriye  ve aşağı doğru alınmalıdır.  Dizler ayakların üstünde olmalı ki böylece ayak parmaklarınızı görebilmelisiniz.  Bu pozda birkaç nefes durmak faydalıdır.
Bu poz doğru yapılınca beden inanılmaz şekilleniyor, bacak, ayak sırt kol kasları güçleniyor. Hani hem yere doğru yumuşakça köklendiğimiz hem de gökyüzüne uzadığımız önemli bir poz. Bu poz benim zihinsel konsantrasyonumu da attırıyor bana göre çünkü denge unsurları da olduğu için çok fazla duyu organlarım ve zihnimi meşgul tutamıyorum.
Bu pozu uygularken yapılan bazı hatalar demek istemiyorum bazı yönelimler aşağıdaki gibidir diyeceğim. Çünkü beden ve zihin uygulama yaptıkça öğreniyor o yüzden bu süreçte kendimize ve öğrencilerimize şefkatli olmak önemli.
  1. Ağırlığı ayak parmak ucuna vermek
Bu pozda önemli olan ağırlığı dengelemek özellikle öne doğru eğilme eğiliminde oluyoruz, bu da dengede durmamızı engelliyor. Önemli olan ağırlığı topuklara doğru vermek. Hatta parmakları kaldırmak ya da kuyruk sokumunu duvara dayamak iyi fikir olabilir.
  • Omuzların kulaklara yaklaşması
Her zaman omuz kasları yukarı kulaklara doğru yönelme eğilimindedir. Her zaman omuzlar kulaklardan uzağa ve geriye gitmelidir.
  • Dizleri yeterince eğmemek:
Bu hiç kolay değildir çünkü aşağı doğru inmek pozun daha zorlaşması demektir. Bunu yapabilmek için bu pozu her yaptığımızda bir iki nefes daha fazla kalmak belli zaman içerisinde istenilen derinliğe geçmemizi sağlar.
  • Dizlerin arasının açılması
Dizlerin arasına başlarda bir blok yerleştirmek ve onları ortaya doğru toparlamak diz içinde hizalanmak içinde iyi olur.
  • Omurga hattında uzamamak
Genelde ayaktaki denge ve güçlendirici pozların hepsinin temelinde aynı şey var. Yere yumuşakça köklenip göğe doğru omurga hattında uzamak.
  • Nefesi tutmak
Bu da genelde pozda biraz kaldıktan sonra yapılabilen eğilimlerden bir tanesi.
  • Bakışların ve zihnin bir noktaya odaklanmaması
Yine sık yapılan şeylerden biri bakışların bir noktada olmaması. Bakışlar hareket edince genelde zihinde de sürekli düşünceler var ise  odaklanma ve pozda uzun kalmak ekstra zorlaşıyor.

Savasana Pozunda Kendini Bırakabilmek?

Germe ve gevşeme egzersizleri vardır bilmiyorum denediniz mi ama önce kasları gerersiniz ve sonra yumuşatırsınız. Ardı ardına yapınca kaslar  inanılmaz bırakır kendini ve aslında bedeni ne kadar sıktığınızı anlarsınız. İşte bunu ancak gevşekliği, yumuşaklığı ve rahatlık hissinin ne olduğunu bilince anlayabiliyoruz. Günümüzde yaşamın bir gerçeği var herşey hızlı değişiyor, bilgi çok fazla, medya ve pazarlama aktiviteleri ile üzerimizde sürekli eksiklik ve yetersizlik hisleri var ve daha çok şeye sahip olma isteklerinin çevremizi sarmaladığı bir dünyada yaşıyoruz. Önemli olan bana göre bu koşuşturma halinde kendini yumuşaklığa bırakmak ve rahat olmak. Açıkçası bende öğreniyorum bunu. Kendimi eskiye göre çok iyi  hissediyorum gün ve gün.  
 Savasana pozunda kendini bırakabiliyorsan her anlamda işte hayatta da bırakabilirsin. Diyeceksin ki ben Savasana pozunda zaten acayip bırakıyorum kendimi direk uyuyorum J tabi ki bu da iyi bir şey öyle de bedene faydalı. Savasana pozunun daha farkında, gevşek, bedenini hislerine odaklandığın bir hale dönüştürmek kısacası meditasyon zihnine dönüştürebilmek de mümkün. Eğer zihnini değil  bedenini dinlemeyi seçersen bu mümkün.
Mesela senin Savasana  pozunda tavırların nasıl ?
  1. İyice bedeninin rahatlığını önemsiyor musun yoksa nasılsa birkaç dakika içinde kalkacağız deyip boynunu sıkıştırarak mı yatıyorsun, ışık gözünü rahatsız ediyor ama göz yastığı almıyor musun, üşüyorsun ama üzerini örtmüyor musun. Yoga uzmanının ayaklarının altına önerdiği “Boster”’ı almaktan çekiniyor musun. Aslına bakarsan bir dakika bile olsa beden rahat ettirilmeden gevşemek, bırakmak mümkün olmuyor.
  2. Bedeninde araştırma yapıyor musun, yoga pratiği akabinde gerginlik var mı, varsa bu gerginlik nerede. Burası sende ne gibi hisler uyandırıyor. Beden parçalarını bilinçle farkındalıkla gevşemeye davet ediyor musun Yoksa ben gevşe deyince gevşemez ki mi diyorsun J Aslında dikkatin sadece dikkatin yoğun bir şifa ve enerjisi var. O  yüzden tam dinlenmeye geçmeden tüm bedeni bir gevşemeye davet etmek.
  3. Farkındalığın bedeninin gevşetirken sürekli bedeninde tarama yapsın. Ayak parmaklarından başın tepesinde ne gibi hisler var, ne gibi duyumlar var. Belki çok da sorgulama yapmadan sadece bakabilmeyi araştırmak. Çünkü bu araştırmayı yaparken yargılayıcı ve cezalandırıcı tavırlarla yaparsan bu da duygusal gerginliği artırabilir. Bir boyutta yumuşama yaparken diğer boyutta da gevşemek önemli ki burada farklı bir çark çalışmasın. Olanı olduğu gibi kabul etmeye açılmalıyız kendimizi.
  4. Farkındalığı bedeninin değişen hislerine, nefeslerine  getirmekte aslında aynı meditasyon gibi nefesin, beden üzerindeki etkileri. Karnın, diyaframın genişlemesi, burun deliklerinden ve soluk borundan havanın geçmesi. Nefesinle senkronize olduğun anlarda canlı enerji dalgası ile bütünleşmek ve sanki ondan beslenmek, onu bedeninde hissederek onunla akmak.  Bu akışı izleyebiliyor musun
  5. Düşünce ve duygularına  kapılıp gidiyor musun yoksa onlara gelip geçici olduklarını fark edip enerjini vermiyor musun. Kafanda zaten takıldığın bir konu var ve ona enerji vermeye devam mı ediyorsun. 

by
 #Savasana  

Yazmak neden önemli?

Bazı günler  öyle his dolu oluyorum ki üzüntü, heyecan, yumuşaklık, derinlik, açıklık, sıcaklık, karmaşa, ilginç bir merak ve garip bir dinginlik hissediyorum ama bu zamanlarda  konuşmak değil sadece içime dönmek ve onlarla kalmak istiyorum. Sadece onlarla kalmak ve onlarla öylece oturup beklemek. Üzüntü ise dibine kadar üzülmek gibi, derinlik ise onu hissetmeye çalışmak. O anlarda içimde  bir şey pişmeye başlıyor ama çok yavaş hani buharda pişirme yöntemi ile pişer gibi. Aslında için kaynıyor  ama pişmek çok yavaş ve an an hissederek oluyor. Ben işte bu günlerde yazıyorum, bazen kalemin mürekkebi bitene kadar yazıyorum. Bazen içimdeki zehri akıtana kadar yazıyorum. İşte o anı atlatınca içimdeki karmaşa kendini garip bir tazeliğe, canlılığa, sabahın ilk ışıklarındaki yenilik hissine bırakıyor. Bu hisler yine de daha farklı hisler. Bu seferki yaşadıklarımın üzerine gelen bir esinlik, kucaklama ve açılma, gevşeme, rahatlama gibi. İşte o anlar bana göre 1mm gibi J ölçemediğim bir değerle büyüyorum ruhen ve ruhen büyüdükçe içimdeki o boşluk hissi yok olmaya başlıyor. Olanı olduğu gibi kabul etmeye doğru, yaşamın içtenliğine doğru 1 adım daha yaklaşıyorum. İşte o çoklu hislerin beni gelip bulduğu anları seviyorum hemen kalem kağıt arıyorum. Yazmak beni, yaşama, kendime daha yakınlaştırıyor. Yazmak beni bu yüzden büyütüyor çünkü o anlarda konuşamıyorum, sarılamıyorum başkasına, açamıyorum kendimi hemencik, sadece an ve an o hislerle kalıp onları sonuna kadar hissetmek ve hissederken yazıya dökmek. Ve bir cümle yazıyorum oraya birden. O cümle benim için “AHA” anı oluyor. Çünkü derinlerle yüzleşiyorum kendimle, kendime başkasının söyleyemediğini yazarak söylüyorum. Cümleler seni önceden çizilmiş bir rota gibi o kaçınılmaz ana getiriyor.  Farkındalığım da artıyor yani hem içten hem dıştan değişim oluyor. İçeriden hislerle büyüyen ben bunu mantığımla, zihnimle de anlayabiliyorum.
Yazmak, kendinle açıklıkla sohbet etmek. Dökmek ne varsa eteğindekileri, boşatmak o taşıdığın gereksiz yükleri ve aldırmadan kim ne der şimdi diye.
 #yazmak  

19 Ocak 2019 Cumartesi

Kök Çakra Neden Bu Kadar Önemli?



Kök çakra, başlangıç, temel, kök demek yani her şeyin doğduğu ve başladığı nokta. Bu çakra bir yere ait olmak ve var olma hakkı ile ilgili.  Bu çakra derki: “Ben varım, bütünün parçasıyım. Güvendeyim. Yaşamı kabul olduğu gibi kabul ediyorum” ama işte bu üç sorunun yaşamdaki karşılığı pek okunduğu gibi kolay olmuyor. Çoğu insan için ilk cümlenin karşılığı dahi yok. Bütünün bir parçası olduğunu hissetmek zaten bütün olduğunu bilmek dahi insanı huzura ve mutluğa götürüyor. Çünkü o zaman herkesi ve kendini olduğu gibi kabul edersin. Herkes senin gibi ve bütünün olması gereken bir parçası. Kendi içimizde çatışma içindeyken bütünün parçası olup huzur bulmak pek kolay değil.
Bu çakra yeryüzü yani dünya ile ilgili her şeyi ve dünya ile bağlantıyı kapsıyor. Dünyaya önce kök salarsın aynı ağaçlar gibi köklerin güçlendikçe gökyüzüne doğru özgürce yükselebilirsin. Bu çakra ile ayakların yere basar. Ayakları yere sağlam basan kişi kendini güçlü ve güvende hisseder. Kendi başına ayakta kalmayı simgeler. Yaşam gücünün  ve yaşam bağlılığının merkezini temsil eder. Önce bu dünyaya aittim, bu evrene bağlıyım, bütünün parçasıyım. Güvenlik, teslimiyet, korku, stres, öfke, para hırsı, düşüncelerimizi hayata geçirebilmek, cinsellik, şöhret, yaşama arzusu, fiziksel enerji potansiyeli yani kısaca dünyayla ilgili her şey bu çakrayla alakalıdır. Bu yüzden yerçekimiyle yakinen ilgisi vardır.  Ayrıca enerjimizin topraklanması için de kök çakranın aktif olması gerekir. Bu dünyada kendini güvende hissetmezsen, genelde iş, aile, parasal konuların sıkıntıda olabilir. Bazen de bu konularda sorunun olmasa içten içe bu çakranın gölge duyguları olan kızgınlık, sertlik, sağlığında ve duygusal yaşamında aksaklık yaratabilir.
Bu çakranın sihirli kelimesi “Kabullenmek”tir. İşe kabullenmekten başlamak her zaman başlangıç gibidir. Kabullenemediğimiz her şey bizde kızgınlık duygusuna, sertlik olma ve şikayet etme  haline dönüştürür. Kendini olduğun gibi kabul edince başkalarını da kabul edersin, önyargılar, suçlamalar, azalır; anlayış ve empati artar. İnsanların her birinin ne kadar özel olduğunu görebilirsin. Kendinizi ve hayatı olduğu gibi kabul ettiğin zaman mücadele, eleştiri, şikayet nerdeyse yok oluyor.  Güven, Şükran, çözümcülük, cesaret,  samimiyet artıyor. Bu da buzların çözülmesi gibi ağırlıklar hafifler, katılık yok olur ve beden yumuşamaya başlar. Olumsuz duyguları ve olayları olduğu gibi kabul etmek, seni bir sonraki adıma hazırlar. Artık kendine zorlukların üzerinden gelebileceğinin mesajını verirsen. Zorluklar seni durdurmaz, sadece güvenini, gücünü ve bağlılığını arttırır.  Kabullenme hayatın da yeni sayfalar açar, çünkü gereksiz yere kullandığın enerji yaratıcı enerjine akar. Potansiyelin artar. İlişkilerin güçlenir.  Ufak şeylere kafana takmazsın. Sürekli bu anına ve ileriye doğru bakarsın. Bu sebeple kabullenme de 1. Çakranın en temel meselesidir. 1. Adım kabullenmedir. Sonraki aşaması ise ilerleme, değişim, dönüşümdür.
Sanskritçe,  “Mula” kök, kaynak anlamına gelmektedir. Konum olarak kuyruksokumu diye tabir edebileceğimiz bölgede, koksiks 2. omurunda bulunur. Bu çakraya 1.Çakra temel çakra da denir.
Bu çakra ile ilgili bazı özellikleri aşağıda sıralıyorum.
Element : Toprak  Şekli: Dikdörtgen  Rengi      : Kırmızı ve tonları
Duyusu: Koku Alma Yüz organı: Burun Nota: Do  Mantra: LAM
Kimlik :Fiziksel kimlik –bedenle iletişim sanatı, öz savunma ( Öz koruma –Muhafaza)
Temel meseleler: Hayatta kalma, köklenme, fiziksel dünya ile bağ kurma, güven ve aidiyet hissetme, aile, kökler, beslenme
Gölge Duyguları:  Kızma, gücenme, Sertlik
Salgı bezleri: Böbreküstü salgı bezleri
Beden Bölgeleri: Bacaklar, kalçalar, iskelet istemi, kemikler, omurga, tırnaklar, dişler gibi sert yapıyı kontrol eder. Ayrıca kemik iliğini kontrol ettiği için bağışıklık sistemini de etkiler.
Organları: Kalınbağırsak, makat bölgesi, prostat, kan ve hücre yapımıyla ilgili beden sıvıları, mesane, testisler, rahim
Bandha: Mula Bandha
.
.
#yogaylahergün #yogalove #yogasevgisi #yogaylaşifalan #özelders #özelyogadersi #yogapozu  #yogaposes #YogaRoot #YogaRoot #Yogaylaşifalan #Sağlıkiçinyoga  #YogaHome #iyikiyogavar

Yoga Nidra’nın (Derin Gevşeme’nin) Aşamaları



Uygulama tek başına yapılabilir ya da Yoga Nidra uygulaması veya rehber eşliğinde yapılır.  Ancak Rehber yönlendirmesi ile yapıldığında daha etkili sonuç alınır.
1.      AŞAMA -  BEDENİ HAZIRLAMA:  Yoga Nidra’ya başlamadan önce eklem yogası yada eklemeler için ufak akışlar yapılır. Bu akışlar nefesler dahil edilerek yapılırsa yavaş yavaş hem beden hem de zihin kendini gevşetmeye başlar. 
2.      AŞAMA –  POZİSYONA GEÇME:  mat veya sert bir zemine “Şavasana” yani “Ceset Duruşu” olarak adlandırılan pozisyonunda  sırtüstü uzanır. Bu pozda ayakların arası mat genişliğinde ve kolların arası hafif açık koltuk altı hava alacak kadar açılır. Beden rahat ettirilir. Eğer ortam sıcak değilse mutlaka üzerine sıcak tutacak bir battaniye, örtü alınmalı. Başın çok geriye gidiyorsa altına ufak destek alınabilir ama eğer beden rahatsa bu şekilde pozisyona yerleşilir.  İstenirse rahatlatıcı bir müzik eklenebilir. Bedenin maksimum düzeyde rahatlaması önceliktir. Bu arada en rahat yer bulunduktan sonra bedenin hareketsiz kalması esas alınır.
3.      AŞAMA –  BEDENSEL FARKINDALIK & GEVŞEME: . Kişi aşağıdan yukarıya veya yukarıda aşağıya doğru tüm beden parçalarını sırası ile hisseder, farkındalığını bedenimdeki duyum ve hislere yönlendirerek tüm bedeninin farkına varır. Bu sırada yavaş yavaş bedenini bilinçli gevşemeye davet eder.
4.      AŞAMA –  NEFES FARKINDALIĞI & GÖZLEM:  beden farkındalığı aşaması içinde veya akabinde nefes farkındalığına davet edilir. Bu arada kişinin farkındalığını beden ve nefesi getirirken aynı zamanda   zihnindeki düşüncelerin, duygularını izler.
5.      AŞAMA –  VİZYON, GÖRSELLEŞTİRME:  Bu aşamada kişi ile onu rahatlatıcı ve onun da görselleştirme yapmasını sağlayacak bir bilgi, metin paylaşılır.
6.      AŞAMA –  BEDENSEL FARKINDALIK:  Kişi tekrar beden &nefes farkındalığına geri getirilir. 
7.      AŞAMA – POZİZYONDAN ÇIKIŞ: Kişi yavaşa yavaş bedenini canlandırır ve uygulama tamamlanır.
.
.
.
#yogaylahergün #yogalove #yogasevgisi #yogaylaşifalan #özelders #özelyogadersi #yogapozu  #yogaposes #YogaRoot #YogaRoot #Yogaylaşifalan #Sağlıkiçinyoga  #YogaHome #iyikiyogavar

Yoga Nidra’yı (Derin Gevşeme’yi) Neden Hayatımıza Katmalıyız?



Derin gevşeme ya da  Yoga Nidra, yogi  uykusu  olarak bilinir. Bihar School of Yoga’nın kurucusu Swami Satyananda Saraswati tarafından yaklaşık kırk yıl önce bugünkü haline geliştirilmiş ve dünyaya yayılmıştır.
Yoga Nidra, bedenin bilinçli bir şekilde dinlenmesini ve gevşetilmesini sağlayan güçlü bir tekniktir. Fiziksel, zihinsel ve duygusal rahatlamayı sağlamaya yönelik bilinçli bir meditasyon uygulaması gibidir.  Bir saatlik yoga Nidra’sının dört saatlik normal uyku kadar onarıcı olduğu söylenir. Genelde uygulama 30 ila 45 dakika sürer.
Kendi adıma Yoga Nidra’yı uyumakta zorlandığım günlerde uyguluyorum. Eğer uyuyamıyorsam hemen rahatlatıcı bir müzik dinliyorum ve bedenimde tarama yapıp farkındalığımı tüm bedenime, nefesime, duyu organlarıma getiriyorum. Belli zaman sonra ya kendiliğinden uykuya dalıyorum ya da gerçekten bedenimle ve nefesimle bağ kurup gerginliğimi gevşetmeye başlıyorum. O yüzden uyumakta zorlanan herkese Yoga Nidra aşamalarını  http://sultanoztoprak.com/?p=1132 linkine tıklayarak takip etmesini tavsiye ederim ya da direkt sırt üstü yatıp bir Yoga Nidra uygulaması eşliğinde de aynı şey yapılabilir.
Yoga Nidra, meditasyona çok benzer ancak sırt üstü uzanarak  bazen de yastık, battaniye, blok gibi destekler kullanılarak bedenin en rahat pozisyona yerleşmesi ile yapılıyor. Beden taraması yapılarak bedendeki duyumların ve hislerin farkına varılması  ve adım adım bedenin gevşetilmesi sağlanır. Mümkün ise beden hareketsizlik içine davet edilir. Meditasyonun tüm faydaları Yoga Nidra (derin gevşeme ) için de geçerlidir. Zihnin sakinleşmesi, beden ve zihin farkındalığının arttırılması,  Zihindeki olumsuz düşünce ve duyguların farkına varılması ve bunların dönüştürülmesi mümkün olabilir. Bedendeki stres kaynaklı gerginliğin ve ağrıların azalması sağlanır. Bedenle ve iç özü ile yakınlaştıkça daha olumlu duygu ve düşüncelere yer verilmesi ile daha dinginleşmek Yoga Nidra’nın faydalarından sadece bazıları.
Genelde insanlar bedenlerindeki gerginliği özellikle gevşetmek ile ilgili bir çalışma yapmazlar ve yorgun oldukları günler direkt olarak uykuya geçerler ve sabah uyandıklarında bedenlerinde yine aynı gerginlik ile yorgun uyanırlar. Oysa uyku öncesi yapılan Yoga Nidra bedendeki yorgunluğunun atılması, zihindeki, kaslardaki gerginliğin gevşetilmesi akabinde uykuya daha rahat ve gevşemiş bir beden ile geçilmesini sağlar. Bu da uyku kalitesini artırır ve zihnin hem de bedenin kendini yenilemesi hatta onarması sağlar. Böylece sabah dinlenmiş ve sakin bir zihin ile uyanılır. Düzenli uygulandığında stres kaynaklı tüm gerginlikler giderilir, kişinin uyku ihtiyacı azalır. Kişi, zinde, mutlu ve gerçekten dinlenmiş biçimde uyanarak, güne pozitif başlar.
Meditasyon ile aralarında bazı farklar vardır.
Meditasyon genellikle vücudunuzun rahat omurganın  dik ve zihnin  uyanık olduğu bir uygulamadır. Meditasyon, farkındalığımızın bilinçli şekilde bir noktaya odaklanması veya yoğunlaşmasıdır. Meditasyon sırasında en çok nefesin izlenmesi veya bir mantra kullanılır. Odaklanmanıza yardımcı olmak için çeşitli rehberli meditasyon biçimleri de dahil olmak üzere birçok meditasyon türü vardır.
Meditasyonda genelde zihin uyanık ve farklı bilinç halleri tecrübe edilir.  Yoga Nidrada uyku ile uyanıklık arasında bir bilinç halinde olunur.
Bu uygulamayı herkes yapabilir. Her iki uygulamada da zihin bilinçlidir; Yoga Nidrada, beden daha huzurlu bir durumdadır. Meditasyon yapmakta zorlanıyorsanız ve kendinizi hayal kırıklığına uğratıyorsanız Yoga Nidra başlamak için iyi bir yer olabilir.
.
.
.
#yogaylahergün #yogalove #yogasevgisi #yogaylaşifalan #özelders #özelyogadersi #yogapozu  #yogaposes #YogaRoot #YogaRoot #Yogaylaşifalan #Sağlıkiçinyoga  #YogaHome #iyikiyogavar

Utthita Trikonasana– Triangle Pose – Uzatılmış Üçgen Pozu

  
Okunuşu  oo-Tee-tah trik-kon-AHS-anna
Utthita: Uzatılmış; Trikona: ucgen
Tri: 3 Kona: acı

En sevdiğim poz diyebilirim. En çokta kollarımı iki yana doğru uzattığımda aradan geçen enerji akımını hissedebiliyorum. Bu pozda çok uzun zaman kalabilirim. Özellikle omurgayı arkada duvar varmış gibi yaslamak, arka ayağın dış kenarı köklemek, ayak kavislerini köklemek, omurgadan uzamayı araştırmak ve birçok şey.  Bu pozda 3 tane üçgen sanki. Bu üçgenlerin her bir köşeşi “kutsal üçlemi” oluşturuyor.  Mesela  doğum, yaşam, ölüm. Beden, ruh, nefes.  Benim bedenimi en çok rahatlatan pozlardan birsi. Ekli resimde bazı hizalamalarını anlattım ve Aşağıdaki faydaları ve olası hataları yer alıyor.

UTTHITA TRIKONASANA - FAYDALARI
  •        Omurgayı ve belin yanını açar ve uzatır.
  •         Kalçaları, kasıkları, hamstring kaslarını, baldırları, dizleri ayak bileklerini omuzları ve göğüs kafesini açar
  •        Dizleri, ayak bileklerini ve dış bacak kaslarını güçlendirir. 
  •        İç organları uyarır. Sırt ağrısını rahatlatır.
  •         Karnı ve kalçaları sıkılaştırır.
  •         Depresyon, stres, düşük taban, boyun ağrısı, osteoparoz ve Siyatik gibi rahatsızlıklara iyi gelir.

OLASI HATALAR
·        Ayak parmakları yere tam köklenmeyebilir ve böylece kuyruksokumundan itibaren omurgadan boyna doğru tam uzama olmayabilir.
·        Omurga öne doğru gelebilir, halbuki arkada duvar varmış gibi omurgaya yaslanılmalıdır.
·        Beden ağırlığı ayaklara eşit dağıtılmayabilir
·        Ayak parmakları yere tam köklenmez.
·        Ayaki ç kavisleri aktif edilememiş olabilir.
·        Çok esnek kişilerde dizdeki mikrobükülme unutulabilir
·        Boyun sırf  yukarı bakacağım diye sıkışık kalmış olabilir.
·        Omular kulaklara yaklaşabilir ve kasılı kalmış olabilir. Kollar dirsekten bükülü kalmış olabilir.
.
.
.
#yogaylahergün #yogalove #yogasevgisi #yogaylaşifalan #özelders #özelyogadersi #yogapozu  #yogaposes #YogaRoot #YogaRoot #Yogaylaşifalan #Sağlıkiçinyoga  #YogaHome #iyikiyogavar

Tadasana - Mountain Pose- Dağ Pozu


Okunuşu: Tah-DAHS-anna
Tada:Dağ demek Asana: Duruş, poz  -  Dağ Pozu
Tadasana pozu ile ilgili bazı hizalanma prensiplerini paylaşmak istedim.  Tabi yine burada anlatılmayan çok daha fazla detayı var. Benim en sevdiğim pozlardan ve ara ara ayakta beklerken de uyguladığım bir duruş. Bu duruş bana bedenimi hatırlatıyor, ayakta iken ne kadar salmış yürüdüğümü veya durduğumu anlıyorum. Bu pozu uygular uygulamaz sanki sihirli bir değneğin beni hizaladığını hissediyorum. Ruhsal olarak da canlanıyorum birden kendimi ayakta dengede, güçlü ve güvende hissetmeye başlıyorum.  Bu poz ile ilgili hoş kısa  hikaye de var. Bu pozun mitolojik hikayesini okumak istersen http://sultanoztoprak.com/?p=1097   linki tıklayabilirsin.
Dağ pozu bize köklenmeyi, toprağa doğru genişleyip, büyüyüp, dengede hissettikten sonra gökyüzüne doğru yükselmeyi  yani  omurganın doğal kıvrımında uzamasını hatırlatır.  Bu, metaforik olarak, dağın içindeki eski enerjinin kişinin başın tepesinden başlayarak vücuttan geçip ayaklara ulaşmasına izin verir.



Bu pozu bazı faydaları:
·     Netliği ve sakinliği arttır.
·     Güç, denge ve dayanıklılığı geliştirir
·     Huzur ve anda olma hissi uyandırır
·     Omurganın doğal kıvrımında uzaması ile genel duruşu  geliştirir.
·     Beden hizalanmasını düzeltir.
·     Omurga, bacak, ayaklardaki yaşla beraber gelen bozulmanın etkilerini azaltır.
·     Karın ve kalça kaslarını sıkılaştırır
·     Bacakları, dizleri ve ayak bileklerini güçlendirir
·     Siyatiği rahatlatır
·     İç kavisleri destekler ve düşük tabanları rahatlatır
.
.
#yogaylahergün #yogalove #yogasevgisi #yogaylaşifalan #özelders #özelyogadersi #yogapozu  #yogaposes #YogaRoot #YogaRoot #Yogaylaşifalan #Sağlıkiçinyoga  #YogaHome #iyikiyogavar

Tadasana - Mountain Pose- Dağ Pozunun Mitolojik Hikayesi


Tada:Dağ demek Asana: Duruş, poz  -  Dağ Pozu
Bu poz aslında belirli bir dağdan hikayesini alıyor. Bu dağ Tibet’te yer alan Kailash Dağı. Yıllar önce Tibetli veya Tibetli olmayan herkes zengin tarihi sebebi ile Kailash Dağı’na ziyarete gidermiş. Bugün  ziyaretçiler  ortalama iki ila üç gün 32 mil yürüyüş yaparak kutsal kayanın çevresinde ve genelde tepe noktasının etrafında dolaşıyor. Kailash Dağı, Shiva’nın evi olarak bilinir ve enerjisini ve manevi bilgeliğini biriktirdiği bir yer. Elbette şimdi Shiva'nın dağın karlarının altındaki fiziksel kalıntılarını bulunmazsınız ama Shiva'nın sonsuz enerjisini gizemli zirvede bıraktığı düşüncesi, binlerce yıldır dağa doğru yolculuklar başlatmıştır. Bu dağda iki göl vardır bir güneş ve biri ay şeklindedir. Bu sebeple bu dağ 7.çakra Sahasrarayı simgeler. Bu iki göl bilincin en üst seviyesine hareket eden ana enerji kanalına( sushumna) yükselen iki enerji ( ida ve pingala nadileri)  kanalına benzetilir. Kailash Dağı kutsal bir dağ olarak kabul edilir
Omurga meditasyon sırasında olduğu gibi, Tadasana pozunda da vücudun her yerinde prana'nın (yaşam gücü) serbest akışı için ideal bir konumdadır. Tadasana'daki bu enerjiye hissetmek için zaman ayırmak gerekir.
Dağ pozu bize köklenmeyi, toprağa doğru genişleyip, büyüyüp, dengede hissettikten sonra gökyüzüne doğru yükselmeyi  yani  omurganın doğal kıvrımında uzamasını hatırlatır.  Bu, metaforik olarak, dağın içindeki eski enerjinin öğrencinin başın tepesinden başlayarak vücuttan geçip ayaklara ulaşmasına izin verir.
.
.
.
#yogaylahergün #yogalove #yogasevgisi #yogaylaşifalan #özelders #özelyogadersi #yogapozu  #yogaposes #YogaRoot #YogaRoot #Yogaylaşifalan #Sağlıkiçinyoga  #YogaHome #iyikiyogavar