“Mutsuzluk dediğimiz şey belki de mutlu
olduğumuzun farkına varamamaktır.” –Şemin Çarkacı
Muhteşem bir cümle bana göre son dönemlerde insanlardaki mutsuzluğun çözümü
için yegane anahtar bu cümlede saklı. Öyle samimi, içten, sevgi dolu, insan,
çocukluğum kokan bir kitap ki hiç bitsin istemedim. Tadı damağımda kaldı
diyebilirim.
Hani hep deriz yaa sihirli değneğim olsa şunu alırım, yaparım, ederim,
giderim vs ve sihirli değnek için bekleriz ve bu değnek hiç gelmez biz de
kaderimizle alıp veremediğimizden zaten, biliyordum bana uğramaz bu şans deyip
iyice kendimizi haklı çıkarır ve mevcut mutsuzluğumuzda haklı olarak yaşar
gideriz. Peki hiç düşündün mü mutlu insanlar hayatlarında nasıl zorluklar yaşıyor,
nasıl haklı olsa da anlayışını ön sırada tutuyor, sevdiklerine, yaşamına özen
gösteriyor, küçük şeylere takılmıyor, her şeye rağmen yola devam diyor ve en
önemlisi aldığı nefes için şükrediyor, değer biliyor. İşte o insanlar şanslı
değil o insanlar sihirli değneklerini evlerinde yapanlar, dışardıa hiçbir şeyin
olmadığını bilenler. Bana göre mesele “maddiyat ve zenginlik” değil “maneviyat
ve İnsan olmakta”. Bu güzel kitap unuttuğumuz değerleri hatırlatıyor ama şeker
tadında bir hatırlatma bence ve diyor ki: “Gökyüzü orada ve hepimizin ona
bakmaya zaman ayıralım, Kuşları dinleyelim, çocuk seslerini dinleyelim,
birbirimize bilmediğimiz şeyleri anlatmak için öğrenelim, Üretelim, mutluluğu
beklemek yerine gidip kendi mutluluğumuzu yaratalım, sevelim, eski bayramları
hatırlayalım, sevdiklerimizin, yaşamımızın kıymetini bilelim, tarçın kokulu
kurabiyeleri ve karanfil kokulu çayımızı tatlı sohbetlerimizle içelim,
güvenelim, yaşamak çok güzel bunun her dakikasını dolu dolu geçirelim,
düştüysen kalkıp yeniden deneyelim, mutlu anlarımızı biriktirelim, güzel olan
her şeyi saklamak için bir kilerimiz yapalım. Çok küçük bir paylaşım yapacağım
kitaptan bunu yorum kısmına yazacağım, bana göre bizim doğadan bir de Şermin
Yaşar’dan öğreneceğimiz çok çok şey var. #evyapımısihirlideğnek için
emeğinize ve kaleminize sağlık @serminyasarofficial
Dans: Kaya Kırlangıçları toplu halde yaşarlar. İçlerinden maharetli
olanlar, yiyecek için keşif yolculuğuna çıkarlar ve kaynağı bulduklarında
gökyüzünde dans etmeye başlarlar. Bu dans , acemi ve güçsüz kaya
kırlangıçlarını davet dansıdır: ”Yiyeceği buldum, hadi gel, birlikte yiyelim”
Kaya kırlangıçları insanlardan akıl alabiliyor olsaydı bir akıllımız gider ve
ona şunu fısıldardı: “Deli misin? Kendin ye ve kendine sakla” . Kayalıklarda
süzülen kırlangıçlar bize her an bağırıyor: “Deli misin? Dünya hepimizi yeter,
paylaş”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder