Konuşmayı Kes Harekete Geç – Shaa Wasmund – Richard Newton

Eğer bir şeyler yapmak istiyorsanız ve o şeyi hayata geçirmek ile ilgili korkularınız, endişeniz var ise ya da yapmak için yeterli motivasyonu içinizde bulamıyorsanız. İşte bu kitap tam da bu anda sizin için yazılmış. Yani korkuların ve yersiz kuruntuların üzerine o kadar güzel şifon çekmiş ki düşününce doğru yaa neden bu kadar korkuyorum neden adım atmıyorum oluyorsunuz. Başarısızlık kime ve neye göre. Gördüğümüz başarılı insanlar yaşadıkları talihsizlikleri ve başarısızlıkları ya da o iş için sarf ettikleri emekleri anlatsalardı belki derdik ki biz hiç uğraşmamışız bile. En önemli adım bence insanın kendini tanıması, ne yapmak istediğini belirlemesi ondan sonrası çorap söküğü gibi geliyor. Sorun insanların kendini tanımaya ve ne yapmak istediklerini bulmaya zaman ayırmamaları. Bir de kitabı okurken benim aklıma şu geldi başarı bence başarısızlığı göze aldığınızda gelir. Kesinlikle böyle. Hatta bazen başarı başarısızlığın akabinde gelir. Çünkü dibini görüyorsunuz artık daha kötüsü olmayacağı için her adım başarıyı getiriyor ve biliyorsunuz tecrübeleriniz sizi ancak başarıya götürebilir. Bence en büyük başarısızlık insanın yerinde durması ve sevmediği işi yapması. Buna kesin eminim. Bu kitap aklınıza gelebilecek tüm bahane, kuruntu ve korkulara karşı güzel yorumlar yapmış. Yani gerçekten bir şeyi istiyorsanız sadece karar verin ve hareket edin. Aksi halde konuşmayı, bahane bulmayı, suçlamayı bırakın.
Kitap’ta hoşuma giden birşey daha pişmanlığın ağırlığı korkularınızdan daha da ağır bastığını göstermesi. Kitaptan bu kısmı kopyalıyorum çünkü çok güzel yazılmış. “Pişmanlığın ağırlığı korkudan fazladır. Ama korku daha büyük görünür. Çünkü korkuyu karşınızda dururken görebilirsiniz. Size kafa tutar. Size sataşır.
Kalbinizin sesini dinlemeyip, yapmaya zorunlu hissettiğiniz şeyi yapmadığınız için duyduğunuz pişmanlık, zaman içinde arkanızdan sokulur ve her yıl pişmanlık daha da ağırlaşır.” Kendimizi tanıyoruz, ne istediğimizi buluyoruz, yol planı belirliyoruz, konfor alanından çıkıyoruz, korkularımızla yüzleşiyoruz, zorlanıyoruz ve olgunlaşıyoruz ama sonra mutlu, doyumlu sonra da sevdiği işten para kazanan insanlar oluyoruz. Kolay gibi görünüyor değil mi.