İşte tam da bu anda ihtiyacım olan herşey bu kitapta: biraz büyü, biraz sihir, biraz mucize yani kalbimim ve zihnimin metafora ihtiyacı varmış O kadar hedeflere, planlara, yapılacaklar listesine ve düzenli yaşama alışmışım ki bu kitap birden gönlümün dışarı çıkıp uzak diyarlara gitmesini sağladı ve sihirli yaşamlarla tanıştım. Anladım ki tüm diyarların, tüm zamanların ve herkesin aradığı tek şey sevgi ve mutluluk. Biraz Sevgi ve mutluluk için ne yollar, ne hayatlar katledilmiş ne savaşlar olmuştu.
İçimize hep sevgi tohumları ekmekliyiz ki sevgi olalım. Bu masal kitabı eğlenceli, bence çok çok öğretici neyi mi hayatı, sevgiyi, coşkuyu, yaratıcılığı, benliğimize giden yolu keşfetmeyi, mutluluğu ve doyumu bulmayı. Kitapta bir o kadar da yaratıcı ödevler var inanın hepsi çok kolay ve eğlenceli. Ben büyük kısmını yapıyorum. Hayatıma bu kitap sayesinde masalları da sokabiliyorum bu muhteşem. Bu kadar kolaylıkla masal yazabileceğime inanamazdım ama oldu bir çırpıda yazdım. Okumak isterseniz bir sonraki satırlarda bulacaksınız. Sen çok özel bir insansın @judith_malika_liberman emeğine, yüreğine sağlık. Yaşadığı coşku ve doyumu satırlarından hissettim. Masalların yaşaması için rehber olmak çok değerli belki de asıl sihirbazlar onları anlatanlar, yaratanlar.Gelelim benim masalıma:
Ateşten Büyülü Ağaç
Zamanların birinde uzak diyarlarda çok heybetli, gövdesi iri, kocaman bir elma ağacı varmış. Dallarındaki elmalar yerlere uzanırmış görüp de yemek istemeyen olmazmış. Hem rengarenkmiş elmalar. Hangi renk istersen. Hele lezzetine diyecek yokmuş. Hasta olanlara da iyi gelirmiş bu şifalı elmalar. Köylüler her yaz bolca toplarmış elmalardan. Bu köyde günler neşe, sevgi, mutluluk, çalışkanlık içinde geçermiş.
Günlerden bir gün köye eşkiyalar gelmiş. Gece gelip köylülerin tüm değerli eşyalarını, paralarını çalıp kaçırmaya başlamışlar ve onları yakalamak mümkün değilmiş. Bu eşkiyalar köyde nerdeyse her evden değerli eşyaları çalmış. Köylüler çok üzülmüş, ağlamış zaten zor zor kazanıp biriktirdikleri para ve malların böylece çalınmasına çok dertlenmişler. Tabi elma ağacına da tüm olup biteni anlatıp ona sarılıp ağlamışlar.
Artık soyacak ev kalmayınca eşkiyalar o gün yola koyulmaya karar vermişler. O gün elma ağacının methini duyan eşkiyalar biraz elma yiyip ordan gitmeye karar vermişler. İçlerinden 2 tanesi hariç kalan 5 tanesi elmaları hızlı hızlı yemiş. Yer yemez hepsi yere yığılmışlar. Diğer iki tanesi elmaların zehirli olduğunu anlamış. Baltayla elma ağacına vurmaya ve onu yıkmaya karar vermişler. Kardeşlerine bunu yapan ölmeliymiş. Ağaç çok sinirlenmiş dallarından, elmalarına kadar ateş gibi yanıyormuş. Ondan uzaklaşmaya çalışan eşkiyaları, ağaç ateş çemberine almış ve kendisi eski haline dönmüş. Haydutların gidecek yeri kalmamış. Bu seslere ve ışığa gelen köylüler elma ağacının başında haydutları hemen yakalamışlar.
Haydutlar çaldıklarını geri vermişler ve güzelce dayak yedikten sonra köyün dışına atılmışlar.
Herkes yeniden eski mutlu günlerine dönmüş. Elma ağacına herkes bir br sarılıp ona bir kez daha teşekkür edip varlığı için şükretmişler. O gün bugün rivayet derki hergün 1 elma yemek sağlık getirir.
Gökten üç elma düşmüş biri bana, biri sana biri de Newton’a :))
Herkes yeniden eski mutlu günlerine dönmüş. Elma ağacına herkes bir br sarılıp ona bir kez daha teşekkür edip varlığı için şükretmişler. O gün bugün rivayet derki hergün 1 elma yemek sağlık getirir.
Gökten üç elma düşmüş biri bana, biri sana biri de Newton’a :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder